+90(224) 243 12 30   /   +90(224) 243 13 18 (Fax)
info@cemtas.com.tr
Çelik Makina Sanayi ve Ticaret A.Ş.
TR EN DE
DOWNLOAD LİSTESİ
ÇELİK AĞIRLIK HESAPLAMA
Anasayfa     Sürdürülebilirlik     Genel Müdürümüzün Mesajı


Saygıdeğer Paydaşlarımız,

İklim degişikliği, insan faaliyetleri sonucu daha belirgin hale gelmiş küresel bir sorundur. Gezegenimiz Sanayi Devrimi öncesine göre 1, 2 derece daha sıcak, 1,5 derece hedefi için küresel emisyonların 2030’da %55 azaltılması, 2050’de net sıfır olması gerekmektedir. Avrupa Birliği (AB), 2015 Paris Anlaşması hedeflerini gerçekleştiren ilk karbon nötr kıta olmak iddiasındadır.

Konu, ülkemizin gündemine "Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SDM)" aracılığıyla girmiştir. İhracatımızın yaklaşık % 50’sini gerçeklestirdiğimiz AB’nin aldığı her kararın bizleri de etkilemesi beklenmektedir. Bu kararlardan en fazla etkilenecek olan da enerji ve emisyon yoğun sektörlerin başında gelen çelik sektörüdür.

2030 ve 2050 yılları iki kritik tarihtir. 2030’da, 1990 yılına göre %55 oranında emisyon azaltımı hedeflenmektedir.

Dönüşümde geç kalmanın maliyeti; hem iklim değişiminin fiziki sonuçlarına hem de ekonomik ve siyasi yaptırımların maliyetine katlanmak olacaktır.

Ülke içinde karbon vergisinin oluşturulması ve emisyon ticareti sisteminin kurulması zorunlu gözükmektedir.

Ülke olarak, çelik üretiminin yaklaşık %70’inin hurda kullanılarak çelik üretiyor olması karsılaşılan en büyük avantajdır. Bu kapsamda Türkiye, entegre demir-çelik tesisi ağırlıklı olan ülkelerden daha şanslıdır.

Demir cevherinin yüksek fırınlarda karbonla redüklenmesi yerine DRI tesislerinin doğalgaz ve karbon yerine hidrojenle çalışıp, doğrudan indirgenmiş cevherin elektrik ark ocaklarında hurdaya alternatif olarak kullanılabileceği şekle dönüştüren proses rotası bugün için çelik üretiminde tercih edilebilecek en kısa yol olarak gözükmektedir.

Ancak, bugün için hidrojen tek çözüm gibi sunulsa da hidrojen üretimi çok fazla elektrik kullanan bir üretim prosesidir.

Türkiye elektrik üretiminde oluşan CO2 emisyonlari Avrupa değerlerinden fazla olup Kapsam 2 emisyon içinde değerlendirilen Elektrik Enerjisi Üretiminde çıkan emisyon seviyesi, iklim değisikliği ve Yeşil Mutabakat sürecinde sadece çelik üretimi için değil, tüm sektörlerimiz için üzerinde durmamız gereken önemli bir konu olacaktır.

Entegre tesislerde Yüksek Fırın ve Bazik Oksijen Fırını yöntemleriyle çelik üretiminin devamı bugün için karbon yakalama ve stoklama teknolojisindeki gelişmelere bağlı kalinacağını göstermektedir. Yine bugün itibarıyla sıfır karbon emisyonlu çelik üretimi ancak karbon yakalama teknolojisiyle mümkün olacaktır.

Fosil yakıta dayalı ve de enerji yoğun olmasından dolayı bugünkü çelik üretim prosedürlerinde emisyon açısından dönüşmesi en zor proses YF ve BOF çelik üretim teknolojisidir.

Türkiye için en önemli ve acil olan diğer bir konu ise elektrik üretimimizin daha çok yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesidir.

Bu kapsamda şirketimiz ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri tüm paydaşlarına şeffaflıkla iletmek için sürdürülebilirlik raporu faydalarını tespit etmiş ve düzenli rapor yayınlama hedefi ile 2021 yılına yönelik hazırlanmış olan ilk sürdürülebilirlik raporunu paydaşlarının bilgisine sunmuştur. Ayrıca bu rapor Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiative–GRI) tarafından da onaylanmıştır. GRI; işletmeler, devlet yönetimleri ve diğer kurum ve kuruluşlara, iklim değişikliği, insan hakları ve yolsuzlukla mücadele gibi konular üzerindeki etkilerini anlamaları ve sürdürülebilir yöntemler geliştirebilmeleri için rehberlik eden uluslararası bağımsız bir kuruluştur.

2022 yılında yayınlamış olduğumuz 2021 sürdürülebilirlik raporunun geliştirilmesi, Avrupa’daki ve ülkemizdeki iklim değişikligi hedeflerine uyum sağlanması çerçevesindeki çalısmalarımız devam etmiştir.

Ülkemizin 2030 yılı için karbon azaltım hedefi %41 olarak açıklanmıştır. Ayrıca 2053 yılı için karbon nötr hedefi belirlenmiştir. Bu hedeflere ulaşmak için ülkemizde İklim Degişikliği Eylem Planları, İklim Değişikliği Kanunu ve Emisyon Ticaret Sistemi ile ilgili çalışmalar başlatılmıştır.

Avrupa Birliği ise emisyonlarını 2030 yılına kadar 1990 yılı seviyesinin asgari %55 altına çekmeyi, 2050’de karbon nötr olmayı ve küresel ısınmayı 1,5 C° ile sınırlandırmayı hedefliyor. Bu kapsamda 11 Aralık 2019’da Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) AB tarafından yayımlandı. 14 Temmuz 2021 tarihinde ise AYM’nin sanayimizi en çok etkileyecek alt mevzuatlardan biri olan "Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması" (SKDM) duyuruldu.

AB içinde emisyonları düsürerek 2050 iklim-nötr hedefine ulaşmak mümkün olsa da bunun küresel emisyonlar ve AB içinde üretim ve istihdama olumsuz etkileri olabilecektir. Bilindiği üzere AB 2005 yılından bu yana elektrik, kâğıt, çimento, demir-çelik, petrol ürünleri, kimyasal ürünler ve havayolu taşımacılığı gibi enerji ve karbon yoğunlugu yüksek sektörlerdeki tesis ve güç santrallerinin sebep olduğu emisyonları AB Emisyon Ticareti Sistemi (EU Emission Trading System, ETS) altinda düzenlemektedir. Buna göre, belirli şartları sağlayan AB üreticileri atmosfere saldıklari karbonun tonu için serbest piyasada belirlenmiş fiyattan "Emisyon Hakkı" (European Union Allowance, EUA) satın almak zorundadır. Piyasada alınıp satılan hakların sayısı iklim hedefleriyle uyumlu olarak zaman içinde azaltılmakta, böylelikle enerji ve karbon-yoğun sektörler için dönüşmemenin maliyeti artıriılmaktadır. "Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması" (SKDM), en basit tanımlamayla, AB içi bir sistem olan ETS’nin AB dışına genişletilmesi olarak anlaşılabilir.

SKDM’den özetle aşağıdaki şekilde bahsedilebilir;
  • SKDM ilk olarak 1 Ekim 2023’ten itibaren mali yükümlülükler olmadan geçiş dönemi olarak demir-çelik, çimento, alüminyum, gübre, elektrik enerjisi üretimi ile hidrojen alanındaki ürünlerin ithalatında uygulanacak.
  • Demir-çelikten vida, civata, bağlantı elemanları üreten tesislerin yanı sıra aglomere demir cevherleri, ferro-manganez, ferro-krom, nikel, kaolin ve diğer kaolinli killer üreten tesislerin de sisteme dahil edilmesi planlanmaktadır.
  • Geçiş dönemi 1 Ekim 2023 - 31 Aralık 2025 döneminde olacak ve bu dönemden sonra mali yükümlülükler başlayacak.
  • Belirlenen emisyon sınırının üzerinde kalan ürünler için karbon bedeli ödenecek.
  • Mali yükümlülükler AB ithalatçısı tarafından karşılanacak (İthalatçı bu mali yükümlülüğü tedarikçisine yansıtabilecek veya daha az karbon salan bir üreticiden almayı tercih edebilecek).
  • AB bazı sektörlere ücretsiz karbon salınımı hakları tanıyor (ücretsiz tahsisat), bu haklar 2035 yılına kadar kademeli şekilde azaltılarak sıfırlanacak.
  • Kapsam 1 emisyonlarını kapsayacak (Hammadde ve doğalgaz kaynaklı emisyonlar). Geçiş döneminde Kapsam 2 (Elektrik kaynaklı) emisyonlar da raporlanacak ancak sisteme dahil edilip edilmeyeceğine daha sonra karar verilecek. Ancak ilk etapta çimento ve gübre ürünleri için Kapsam 2 emisyonlarının sisteme dahil edilmesi bekleniyor.
  • AB ETS’sine tamamen uyumlu sistem uygulayan ülkelere SKDM uygulanmayacak. Kısmen uyumlu ülkelerde ödenen karbon fiyatı tutarı SKDM kapsamında oluşacak mali yükümlülük tutarından düşülebilecek.
  • AB ithalatçıları ithal ettikleri ürünlerin karbon miktarlarını 3 ayda bir raporlayacak bu verileri tedarikçilerinden talep edecek.
  • SKDM ile toplanan gelirler AB genel bütçesine aktarılarak yeşil dönüşüm finansmanında kullanılacak.

Avrupa’da ve ülkemizde yaşanan bu gelişmeler şirketler için kaçınılmaz olan Sürdürülebilir Üretim ve Enerji Dönüşümü konusunun hızlanmasını sağlamıştır.

Şirketimiz tüm bu süreçlere hazırlıklı olmak ve sürdürülebilirlik raporlaması faaliyetlerini gelistirmek adına karbon ayak izi hesabı yaparak, emisyon azaltımı projeleri üzerinde çalışmaktadır.

Karbon Saydamlık Projesi, resmi kullanımıyla CDP, büyük şirketlerin karbon salınımları ve ilgili süreçleri nasıl yönettikleri hakkında onlardan bilgi toplamak ve bu bilgilerin sonuçlarını paylaşmak için 2000 yılında İngiltere’de kurulan uluslararası bir organizasyondur. İklim değişikliğiyle mücadele alanındaki çalışmalarıyla dünyanın en önemli çevre girişimlerinden biri olarak kabul edilmektedir. 2022 yılında yapılan bu çalışmaların değerlendirilmesi için Karbon Saydamlik Projesine (Carbon Disclosure Project-CDP) katılım sağlanmış olup liderlik (A-) notu alınmıştır.

Nuri Özdemirel
Genel Müdür